“Biraz ara ver, sonra yine çalışmaya devam edersin…”
Daha iyi hisset, sonra yine çalış, çalış, çalış…”
Tanıdık geliyor mu?
Popüler “self-care” mesajlarının çoğu, bize aslında şu mesajı fısıldıyor:
“Kendini iyi hisset ki yeniden üretken olmaya devam edebilesin.”
Ama gerçek öz bakım böyle bir şey değil. Özellikle sinir sistemi perspektifinden baktığımızda.
Self-Care mi, Sistem Bakımı mı?
Popüler kültürün sunduğu self-care önerileri genellikle dışsaldır, köpük banyoları, lüks cilt bakımları, detoks kürleri ve uygulama tavsiyeleriyle dolu. Peki bu öneriler kaçımızı gerçekten daha sakin, daha bağlantılı, daha güvende hissettiriyor? Yoksa içimizdeki huzursuzluk devam mı ediyor?
Gerçek öz bakım dışarıdan tüketilerek değil, içeriden bir güven duygusu hissedilerek inşa edilir.
Ürünlerle değil; farkındalıkla.
Estetikle değil; duygu ve beden regülasyonuyla ilgilidir.
Sinir Sistemi Neden Bakım İster?
İnsan sinir sistemi, özellikle vagus siniri yoluyla tehdit ve güveni sürekli tarayan bir yapıya sahiptir. Stephen Porges’in Polivagal Teorisi’ne göre bedenimiz “güvende miyim?” sorusunu farkında olmadan her an sorar.
Ne zaman ki bu soru “evet” yanıtını alır, o zaman beden iyileşmeye, sindirmeye, öğrenmeye ve bağ kurmaya geçebilir.
Ama bu güven hissi köpük banyolarıyla değil, beden farkındalığı ve ko-regülasyon yoluyla sağlanır. Ko-regülasyon insan sinir sisteminin başka bir güvenli sinir sistemine bağlanarak daha hızlı regüle olmasıdır. Bu yüzden küçük bir çocuk ağladığında annesinin sesiyle ya da varlığıyla yatışır.
Yetişkinliğimizde de,
- Sevdiklerimizle fiziksel yakınlık kurmak ko-regülasyon örnekleridir.
- Güvenilir bir arkadaşla sessizce oturmak
- Bir terapist eşliğinde duygulara yaklaşmak
Kapitalist Self-Care’in Gizli Mesajları
Popüler kültürün sunduğu self-care önerileri genellikle şu inançlara dayanır:
- “Önce yorul, sonra dinlenmeyi hak et.”
- “Bakımlıysan değerlisin.”
- “Dinlen ama çok da oyalanma, işe dön.”
Bu mesajlar farkında olmadan verimlilik odaklı, performansçı bir öz-bakım anlayışı yaratır. Oysa:
Gerçek sinir sistemi bakımı şunu söyler: “Hiçbir şey yapmasan da değerlisin ve dinlenmeyi hak ediyorsun.”
Gerçek Sinir Sistemi Bakımı Nasıl Yapılır?
1. Açıklama yapmadan “hayır” diyebilmek
İstemediğin bir şeye “Hayır” demek, sinir sistemine “senin sınırların önemseniyor” mesajı verir. Bu mikro-güven eylemleri, zamanla bedende daha geniş bir rahatlama hissi yaratır.
2. Yorgunken durmak, hak ettiğini kanıtladıktan sonra değil
Yorgunluk bir biyolojik sinyaldir, kişisel yetersizlik değil.
Uygulama: Kendine şu soruyu sor: “Bugün yorgun olmam neye direndiğimi gösteriyor olabilir?”
3. Ko-regülasyon alanları yaratmak
Sinir sistemi yalnız regüle olmakta zorlanabilir.
Destek aldığın biriyle aynı ortamda olmak bile sinir sistemi için “tehdit yok” mesajı taşır. Yalnız olmadığın ve “performans” sergilemen gerekmeyen alanlar yaratabilirsin.
Pratik öneri: Yakın bir arkadaşla 10 dakikalık sessiz yürüyüş planla.
4. Güvenliğe odaklanmak
Evde ya da ofiste kendine “güvenli alan köşesi” yarat. Yumuşak bir battaniye, sevdiğin bir koku, loş bir ışık… Bunlar beyne “şu an güvendeyim” mesajı iletir.
5. Bedenle bağlantı kurmak
Fiziksel hareket sinir sistemini rahatlatır.
Özellikle EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme Terapisi) gibi yöntemlerde kullanılan bilateral hareket, bedeni regülasyona sokar.
Pratik:
Gözlerini başını oynatmadan yavaşça sağdan sola hareket ettir. Günde 1 dakika bile yeterlidir.
Uygulanabilir Sinir Sistemi Bakımı Pratikleri
Teknik | Süre | Ne Sağlar? |
Elini kalbine koyarak 10 nefes almak | 2 dk | Vagus sinirini uyarır, bedeni sakinleştirir |
Gün sonunda “bugün beni zorlayan neydi?” diye yazmak | 5 dk | Bilişsel boşaltma sağlar, yorgunluk nedenini tanımlar |
Gözlerini yavaşça soldan sağa kaydırmak (beyin yanıtı) | 1 dk | Regülasyon için göz hareketi terapisine benzer etki yaratır |
Kendine İzin Verdiğinde Neler Olur?
Bedenin bazen sadece durmak ister. Zihnin anlam yüklemeye çalışır: “Hiçbir şey yapmadım.”
Oysa o gün, sinir sistemin belki de ilk kez biraz nefes aldı.
Gerçek kişisel bakım; liste tamamlamak değil, sinyalleri duymaktır.
Güven, yavaşlıkla başlar.
Bu yüzden bir gün hiçbir şey yapmadıysan, sadece dinlendiysen, belki de o gün bedenin en çok iyileştiğin gündür.
Çünkü güvende hissetmek, üretmekten önce gelir.
Ve değerli olmak, hiçbir zaman “bir şey yapmaya” bağlı değildir.